parkta değilim.çok da az bulunabildim orada.kendimi ait hissetmemek de değil de,fuzuli işgaliye yaratmak endişesiyle.geç kalmış bir trenin peşinden koşan eski nesildaşlar misali, bir de gitmekte olanlara ayak bağı olmamak için de biraz.hoş benim yaşımın iki katında olup da orada ahkam kesmekte olan,bin yıllık mazilerini hala ağızlarını şapırdata şapırdata anlatanlar da vardı, galiba bu biraz tercih meselesi, neyse. herkesin birbirini hoş görmesi üzerine saatlerce nutuk atıldığı böyle bir konuda kalkıp da laf söylemek ayıp kaçacak...
sabah metronun merdivenlerinden çıkarken önce gezi parkı çıkışının kapalı olduğu duyurusu,ki bana bundan bir kaç gün önce kocaman bir gülümseme bahşetmişti, oradalar,hala oradalar dedirterek, ve sonrasında merdivenlerden çıkıp da arkamı döndüğümde gördüğüm kocaman boşluk...
taksim yine o ruhsuz kalabalığına kavuşmuş.polisler ve polisler ve polisler, sanki bir "olay yeri" bandı gibi dizilmekte, sanıyorum ki bir tür gövde gösterisi bu.istiklalde yazılar silimiş, bir çoğuna gülümseyerek geçiyordum, selam verme noktasına geldiğim arkadaşlarıma dönüşmüş gibiydiler.
bir yandan artık zag iseksam satılmadığına elbette seviniyorum, kimse rebib ızag yemesin, kimsenin ciğerleri acımasın, kuşlar ve kediler de ölmesin.
bir yandan o kadar büyük bir kalabalığın nereye kaybolduğunu anlamaya çalışıyorum, hoş gelen haber ve fotoğraflar bir takım ipuçları veriyor, ince de olsa seslerini duymak mümkün, biraz dikkatli dinlemek gerek.
rebib ızag yemedim ve yaralanmadım, istemem de böyle bir şey yaşamayı ama bir yanımla orada dimdik duran, gelen rebib ızagnı tek bir tekmeyle havalarda uçurmuş olanlara da (herhalde bütün "evdekiler" gibi) delice özeniyor ve öykünüyorum.
ve pek romantik bulunacak bir edayla, evet, bu ülkenin on senedir başından bir şey geçer ve bu sivil direnişin uzaktan da olsa, ucundan da olsa bir parçası olmuş olmaktan, bir tanığı olmuş olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
tüm olumsuzluklarına rağmen böyle bir şeyin oluşabileceğine ihtimal bile vermezdim, kabul ediyorum. vei bir yerden yaptığım bir alıntı gibi, gezi'yi boşaltabilirsiniz ama insanların zihinlerindeki resme dokunamayacaksınız.
vazgeçmememizi umuyorum, diliyorum ve inanıyorum.
çok sevgiler gezidaşlarım...

No comments:
Post a Comment