Dikkat: görmenizi istediğim şeyler var (IV)
Güzel bir İstiklal Caddesi gezmesi yaptım, Çarşamba günü. Ve gerçekten güzel sergiler gördüm.Yolu orada olanlara ya da düşenlere önerilerim var..
Öncelikle; Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde Zanaro sergisinin süresi uzatılmış. Hala görmediyseniz muhakkak ziyaret edin derim. Klasik resim anlayışı içinde, büyük bir yalınlıkla kurguladığı resimlerinin yanında kendisine ait özel objeler de sergileniyor. Osmanlı İmparatorluğu içinde saray ressamlığına kadar ulaşmış olan Zanaro’nun İstanbul tasvirlerinin yanı sıra, dönemin giysileri içinde resmettiği kadın figürleri gerçekten çok özeller.
İkinci bir sergi ise hemen yolunuzun üstünde; Platform Güncel Sanatlar Merkezi’nde yer alıyor. “Burada” isimli sergide otel ışıklarıyla kurgulanmış düzenleme içinde, ülkemizde yaşayan yabancı uyruklu insanlarla yapılan bir söyleşiye ait bir video gösterimi; biri çocuk ve biri bir oyuncu bayanın yer aldığı, bir otel odasında 72 saat içinde geçen ana ait fotoğraf dizisi ve Gülsün Karamustafa’ya ait merdiven isimli bir video yer almakta. Özellikle Merdiven çalışması, alt yapıda yer alan akordeon melodileri ile sizi videoya bağlıyor.
3. sergi Borusan’da sergilenen Evrensel Yabancılar isimli fotoğraf sergisi. Bu sergide Katmandu’da kadın temizlik işçilerinin sergilendiği fotoğrafı çok beğendim.Gündelik yaşam içinde insanların giyimleri, anaokulu, bir fabrika önü gibi mekanlar önünde çekilen fotoğraflar ve gerçek figürleriyle başka bir yaşama dair öyküler sunuyor bize. Serginin üst katında yer alan çiçeklerin doğumu isimli küçük heykel grubu ve Vietnam’a ithaf edilen, su altında bisiklete binmeye çalışan insanların görüntülerinden oluşan video da görülmeye değer.
Gördüğüm son sergi ise Karşı sanat Çalışmaları’nda sergilenen “Aileye Mahsustur” adını taşıyordu. Sergi salonu çok farklı işlerle düzenlenmişti. Bu işler içinde özellikle Özge Baykan’ın “Diyelim ki misafirinizin intihar edesi geldi” ismi altında sergilenen, albenisi yüksek turuncu halatıyla Nancy Atakan’ın pembe bir neonla sorduğu “niçin iki tanrı yok” sorusu çok güzeldi.
Sergiler dışında, yolda alıp okuduğum Hayvan dergisinin de çok eğlenceli ve keyifli olduğunu söylemeliyim. Özellikle de Yusuf Hayaloğlu’yla yapılmış olan röportaj ve Gülse Birsel ile Selçuk Erdem’in sohbeti okurken içimi ısıttı...
Yolu düşenlere bir kez daha duyurulur...
Dört Günde Roma
13 years ago
No comments:
Post a Comment