Duvara Karşı

insanı kendisine hasret bırakan bir soluk olur yalnızlık.
inandığında vazgeçtiğin an, kendine yalan

vakitsiz bir ses bu, vakitsiz bir cevap; bekleme dönmeyecek
biliyor sevdiğini; bileti yerine gidesi var
ama kalır, ama bekler, ilk defa
kandırır kendini buz gibi bir ekrana
bakar, sarmalar onu ışıklar; camı aç, çocuk bağırıyor
duyma kendini bile; iş makinaları çalışsın aklında, unut

gelecek, gelsin, kurtarsın bizi zamandan
birer parmak bal, çal dudaklarımıza, bırak bizi sonra,alışık suskunluk
korkusu kalmış herkesin sevdiğini sevmenin; tanıdık değil; bilmiyorum ben eski
yazsın mı, yazmasın, korkarım sümüklüböcek izlerinden gece fosforlu
bu film şimdi bitsin; jenerik en sevdiğimiz kayan isimler
kalkmayın koltuklarınızdan daha kimin için sergiledik
kimin için rezil ettik söylemedik

bilseniz nasıl değmezmiş; yüzündeki gülümsemeden bilmeliydik ama anlamadık
sahip çıkarız sandık sahip çıkar sandık biz sandık; bir sandık
saklasın hepimizi, görünmez olalım sonrasında biz bitsin artık
tüm diziler mutlu sonla sonlansın, herkes kavuşsun
bütün kadınlar bırakıp çoluk çocuk kocalarını koşsunlar
aşık oldukları adamların evlerine

kalmasın kimse istemediği yerde herşey konuşulsun, mahşer gel bizi yut
sustur bizi daha çok söz var söylenecek, sustur bizi ve öfkemizi
bir sigara yak, bir jilet at damarlarımıza bir bira aç
unutulsun adlarımız; silsin sersem nüfus memuresi biz ölmeden daha
nüfus azalsın bir tek hakedenler yaşasın, çalışanlar yaşasın, direnenler ölsün
alınlarımızda birer baskı yazı “reddedildi”, girelim koğuşlarımıza
sessiz, yarattıklarımıza toplum baksın.
Şiirlerimiz tükensin şarkılarımız çalınsın gebeliklerimiz kürtajla alınsın
Bir sokağa isim olsun adımız; yazılsın oraya “unutulanlar” diye
Geçerken herkes arkasında bıraktığı birini hatırlasın
Kendine ağlasın.


Duvara karşı, ilk dakikasından itibaren insanı kendi içine alan; bunu biz mi yaptık gerçekten; bunu bizden biri mi yaptı diye binlerce kez sorduran bir film. Almanya-Türkiye ekseniyle kurulmuş olsa da daha çok Türk insanının özelliklerini anlatıyor. Filmin özellikle; Sibel’in sofra kurma sahnesinde insanın sanki yabancı bir şeyi izliyormuş gibi hissedip daha sonrasında; bu elbette biziz diyerek sonsuz keyfe ulaştığı zamanları var. Belki film içine serpiştirilen İstanbul kartpostallı musiki bir süre sonra ilk yarattığı etkiyi yaratmıyorsa da görüntü ve müziğin dahice olduğu sanırım herkesin kabul edebileceği bir görüştür. Filmin daha ilk sahnelerinde Depheche Mode’dan “I Fell You” ile başlayan yabancı tınıların içinde belki biraz karışmış gibi olsa da Türk melodileri; başında da söylediğim filmi Türk karakteri üzerine yoğunlaştıran bir şey.

İntihar olgusuyla başlayan film aslında klasik bir senaryoyu işaret etse de içerik ve anlatımıyla ve karakterlerin beklenenin aksinde yaptıkları seçimleriyle izleyiciyi sıkmadan yapılmış olan hamurun içine karıyor.

İsmi ülkemizde tatsızlıklarla anılan Sibel Kekili gerçekten çok iyi bir oyuncu.Güven Kıraç’ın her zamanki güven veren hali, Meltem Cumbul’un artık bizden biri haline gelmiş olan yakınlığıyla bir aile salonunda oturuyormuşuz hissi yaşamamıza neden oluyor. Birol Ünel, bir yanıyla hepimizin serseriliklerini; hayalini kurduğumuz yaşamı anlatıyor bize ama diğer yanıyla yaşadığı yalnızlığa tanık oldukça onu ve kendi hayalimizi bu yaşantıdan kurtarması için bir mucize bekliyoruz.

Daha öncesinde izlediğim Cahil Periler ve Karşı Pencere’den sonra Duvara Karşı; gerçekten Türk sinemasından ümit beklemeye başladığım filmler oldu fakat bu filmlerin ortak noktası içlerinde barındırdıkları bir başka ülkenin kültürü. Bu konuda; belki yeri olmamakla birlikte adını anmadan geçemeyeceğim bir film olan “İnşaat” ise çok kısa süre gösterimde kalabildi ve ulaşması beklenen izleyiciye ulaşamadı. Keşke yeniden gösterime
girebilse…

Fatih Akın, bundan sonrasında çekeceği filmleri de merakla bekleyeceğim ve mutlaka izleyeceğim bir yönetmen oldu. Tüm sinemaseverlerin de benimle aynı fikirde olacağını sanıyorum.Ve yazıyı filmin daha ilk başlarında Fatih’le konuşan doktorun sözleriyle bitiriyorum:
“Yaşamamak için ölmek zorunda değilsin. Kendi yaşantını bırakman yeter…”


Künye

Duvara Karşı

Yönetmen: Fatih Akın
Senaryo: Fatih Akın
Yapımcı: Ralph Schwingel, Stefan Schubert,
Fatih Akın, Mehmet Kurtuluş
Yapım: 2003, ABD

Oyuncular
Birol Ünel (Cahit)
Sibel Kekilli (Sibel)
Güven Kıraç (Şeref)
Meltem Cumbul (Selma)

No comments: