Tanrının Kulları
“Ben size bir kul gönderdim. Tamamen sevgiden yaratılmış bir kuldu o ve sizden onu sevebilme yeteneğinizi sınamanızı istedim.
Bir kez daha sizler hakkında yanılmadığımı anladım...”
Dalgaları Aşmak filmini izlese, herhalde tanırının finalde yapacağı yorum da bu olurdu sanıyorum. Bir garip İsa uyarlaması Lars Von Triers’in, içinde kötülüğe dair en ufak bir his barındırmayan, çoğunlukla mental zekâsında eksiklik olduğu düşünülen fakat söylediği sözlerle zaman zaman tüm akıllı kullardan daha dolu ve yoğun bir duygu dünyasına sahip Bessi’nin (Emily Thompson) hikâyesi. Bölümler arasında yer alan büyüleyici müzik ve manzaralarıyla aslında bir film duygusundan çok bir roman atmosferini hissettiriyor. Etkisine kapılanların yıllarca akıllarından çıkaramayacakları bir roman.
Dilimize, cep telefonlarımızdan merhabalarımıza ve yazışmalarımıza kadar işleyen “sevmek” ya da “âşık olmak” eylemlerine aslında ne kadar uzaktan baktığımızı anlatıyor bize Bess. “Bunu bana nasıl yaparsın” çığlıklarıyla sonlanan içtenlikli (!) ilişkilerimde aslında “vermek” kavramını nasıl sadece karşımızdaki için bir lüks haline getirdiğimizi. Aslında yaşadığımız dünyanın bize öğrettikleri de pek farklı değil. Anne sevgisini mama ve süt reklâmlarıyla, eş sevgisini yatak odası takımlarında görüyoruz ve ardından bilmem kaç taksit diyen bağıran reklâm kadın ve adamları sayesinde tüm bunların para karşılığında satılıp alınabilen birer meta haline geldiğini görüyoruz. Şekilciliğimizle hepimizin aynı kadın ve adamlarına benzemesini bitmez tükenmez bir arzuyla bekliyoruz. Televizyonlar 24 saat gözlerimiz önünden akıp giderken Romeo ve Juliet ya da daha benim tercihim olabilecek Cyrano de Bergerac’ı kim okur ya da umursar ki…
Filmin sonundan bahsetmeyeceğim fakat böle bir duygunun ya da anın bir daha yaşanamayacağını biliyorum çünkü böyle bir şeyi yaşamayı hak etmiyoruz. Noel Babaların bankacılar tarafından aşağılanıp sirkte palyaçoya döndürüldüğü, Karagöz ve Hacivat’ın alışveriş sepetleriyle süpermarketlerde dolaştığı reklâmlar dünyasında uzun bir soluk, bir ömür yaşam oluyor Dalgaları Aşmak, bunu kaldıramıyoruz. Bunun için hazır değiliz henüz…
Peki, çanlar çaldığında en ufak bir titreme olmayacak mı kalplerimizde? Gözlerimiz biraz olsun nemlenmeyecek mi ya da çok sevdiğimizi sandığımız biri için veremediğimiz, bizden alınamaz sandığımız, kimsenin olmamaya hak vermediğimiz bir şey gelmeyecek mi peki aklımıza? Zor sorular bunlar biliyorum. Cevabı dönüşsüz bir tercihe zorlayan türden sorular...
Boş verin, film de bitiyor birkaç dakika sonra zaten.
Reklâmlar başlayacak, onu izleriz hep beraber…
Künye:
Dalgaları Aşmak (Breaking The Waves)
Senaryo & Yönetmen: Lars von Triers
Yıl:1996
Ülke: Danimarka/İsveç
Oyuncular: Emily Watson, Stellan Skarsgård, Katrin Cartlidge, Jean-Marc Barr, Adrian Rawlins, Jonathan Hackett
Dört Günde Roma
13 years ago
No comments:
Post a Comment