Yaşarken ve Hayat

Hafta sonunu fırsat bilip ne zamandır elimin altında olan iki kitabı okumaya başladım. Bu kitaplardan ilki Vedat Günyol’un “Yaşarken” adını verdiği, kısa yazılarından oluşturduğu bütünlüktü. Giriş başlıkları olarak seçilen “Giderayak1” tanımlaması her ne kadar bende hüzünlü bir sızı yaratmış olsa da büyük ustanın yazılarında bu hüzne dair bir iz yoktu. Vedat Günyol'un yazdıklarının bir kısmı Giderayak diye isimlendirilirken daha sonra Yaşarken diye geçmiş. Okuyucular da benimkine benzer bir hüzün yaşamışlar. Yaşamı, içinde barındırdığı her öğesiyle seven ve tanımlayan ustanın anlattığı kısa öykülerde Azra Erhat, A.H. Tanpınar gibi büyük yazarlarımızın kuru ve dokunulmaz yaşam öykülerinden çok sırlarla dolu gizli yaşamlarına dair ipuçları yakaladım. Vedat Günyol’un anlatırken hiç sakınmayan tavrı ve sohbet tadında kurguladığı yazım stili okuyucuyu hemen bağlıyor. Gerçekten kitabı kolay kolay bitiremeyeceğim çünkü bitmesini istemeyerek okumaktayım. Yavaş yavaş, sayfaları çevirirken korkarak...

Bir diğer okumam ise Engin Gençtan’ın Hayat’ı. Kızarmış Palamut Kokusu adlı romanıyla beni uzun bir süre bambaşka bir dünyaya konuk eden yazarımızın bu kitabını aldığımda bir roman değil denemelerden oluştuğunu fark ettim ve merakla okumaya başladım. Fakat bu sefer çetin bir cevize çatmıştım çünkü Gençtan, düşüncelerini anlatırken birçok kez fizik kurallarına başvuruyordu ve kitabı okuduğum süre boyunca hiç öğrenemediğim fizik kuramlarını üzüntüyle andım. Gerçekten de yaşama ait çok önemli bilgiler taşıyan fizik ve kimya gibi derslerin önemini zamanında kavrayamamış olmanın sıkıntısını yaşıyorum bu aralar. Psikiyatri konusunda yaşanan yanılgıların üstüne büyük bir dik başlılıkla giden ve yaptığı alıntılarla kendi içinde dev bir kaynakça yaratan yazarımızın diğer kitaplarını da alma heyecanı içindeyim.

Bir de bu sıralar aklımda bir şey var, takip etmeye çalıştığım, Atilla Atalay. Sıdıka öykülerinden ve Hıbır’da yarattığı Eray kahramanından tanıdığımız Atilla Atalay’ın yazdığı hüzünlü hikâyelerinin peşine düştüm. Bu öyküler içinde özellikle Normal Hayatlar, etkisini uzun süre atlatamadığım bir öyküdür. Birçok Sıdıka öyküsüne internette ulaşabilirken bu öyküleri bulamadım ve aslında biraz da canım sıkıldı. Çünkü gerçekten bunları sevdiğim dostlarımla paylaşmak istiyordum. Şimdilerde aramalarım devam ediyor ama son halde kendisinin mail adresini alıp, öyküleri internette yayınlamasını ve hatta kabul ederse bunu kendisi için yapabileceğimi teklif etmeyi düşünüyorum. Danıştığım arkadaşlarım bir yazarın bunu asla kabul etmeyeceğini düşünüyorlar. Ben en azından bir kere denemek istiyorum. İnternetin, bu öykülerle daha bir zenginleşeceği düşüncesindeyim…

Yaşarken, Vedat Günyol, Çağdaş Yayınları, Mart 1998
Hayat, Engin Gençtan, Metis Yayınları, Haziran 2002

No comments: